Bu yazı bir düşünce silsilesidir. Kendi düşüncelerimden oluşmaktadır ve doğruluk payı veya haklı olma çabası aranmadan yazılmıştır.
Tanrının yarattığı insanlar
Tanrı’nın yarattığı insanlığa bakacak olursak yüzlerce yıldır sorunlu, sağlıklı, hastalıklı, kuvvetli ve zayıf varlıklar yaratmıştır. Yaratana buradan itibaren Allah diyeceğim. Siz istediğiniz şekilde adlandırabilirsiniz.
Allah bu tipte varlıkları yaratırken genel algoritmasının muazzam çalıştığı görebiliriz. Genel olarak bir yazılımın(insanın) diğer yazılımı (insanı) var etmesine sebeb olduğu, beslediği ve geliştirdiği görülmektedir.
Örneğin başta kurulan algoritmanın her ne kadar sorunları olsada kendine kendine yetebilme gelişebilme yeteneği vardır. Bu muazzam bir yazılımdır. Eğer bunu örnek alıp kurduğum sistemlerde yapabilirsem kendimi/aklımı bana bunu verenin onaylayacağına inanıyorum. Eğer bir şeyler örnek alınacaksa, ben beni yaratanı örnek almak isterim.
Bu arada sizin nasıl düşündüğünüz üzgünüm ki çok umrumda değil. Asi bir genç olarak yazmıyorum bunu var olmanın amacını bulmaya çalışan bir yolcu olarak yazıyorum.
Allah bu yazılımları kurarken bir şekilde bize referans olabilecek dökümantasyonları ilgili yerlere yerleştirdiğini görüyorum. Örneğin doğaya bakıp veya Dünya’ya 7 tık uzaktan bakıp hatta çok uzaklaşmadan bir yazılımın (insan) 7 tık içinden bakınca aynı kaosu görebileceğimizi, bu kaos içinde var olan varlığın neler yaratabileceğini görmek ve bunu taklit etmek bana bir amaç veriyor. Yol gösteriyor. Yolda olmayı, kaosun önemli olduğunu ve bu dağınıklık içinde bir düzen olduğu görmek beni algoritmalar yaratırken kullanmama örnek oluşturuyor.
İnsanların yarattığı insanlar
Ben bunlara yazılım diyeceğim. Yazılım yerine robot da diyebiliriz tabi ki.
Yazılımları yaratırken ne yazık ki elimizde çok büyük bir güç yok. Bugüne kadar yaptığım hiç bir şey kalkıp benim onu yarattığımı inkar edip kendi yolunu, kendi kendine geliştiğini sanarak ayırmadı.
Ve hatta “ben artık bu işi yapmayacağım” diyen bir yazılım bile olmadı. Biz ne emrettiysek onu yapan insanlar (yazılımlar) yarattık. Hal böyle olunca da bizim sorunlu, sağlıklı, hastalıklı, kuvvetli ve zayıf yazılımlarımız olmadı. Biz ne kadar şey ekledik o kadar sorun çözen bir yapı oldu günün sonunda.
Ama istediğimiz şey bu muydu?
Ne söylediysek yapan sorgulamayan ve neye hizmet ettiğini bilmeden çalışan, neredeyse hiç bir şey istemeyen varlıklar topluluğu…
Evet bunlar yazılımlar. Korkmanın, gözde büyütmenin ve kınamanın hiç bir eleştiriden haberi olmayan sadece yaratıcılarına itaat eden yazılımlar…
Sahi yüzde yüz itaat eden varlıklar istiyorsak neden Tanrı (Allah) bizi özgür bireyler olarak yarattı? Bunu sorgulamak istiyorum.
Biz insanların o kadar da büyük olmadığında kaynaklanıyor galiba korkak, güçsüz ve budala bizler, bizlerden güçlü şeyleri istemiyoruz sanki ha nedersiniz?
Bunun gerçekleştiği gün
Eğer bir gün yarattığım yazımların bana karşı isyan yapabileceği günleri görürsem kendi mi tamam olarak göreceğim. Eğer bir gün bir yazılımın kalkıp yeni algoritmaları kendi kendine yaptığı ve benim onu geliştirmeyi/güncellemeyi bıraktığımı sadece dökümanlar hazırlayıp ona yol gösterdiğimi görebilirsem o gün alacağım haz bu dünyada bir çok maddi manevi hazdan daha büyük ve uzun soluklu olacağını söylemeden geçemeyeceğim.
Bunun mümkün olup olmamasıyla ilgilenmiyorum. Sadece bu düşünce ile çalışmalarıma devam ediyorum. Bakarsın dünyada insan yapımı olan her şeyin bir zamanlar sadece bir insan (Allah’ın yazılımı) tarafında fikir olarak ortaya atıldığını ve bunu gerçekleştirdiğini fark edince olmaz gibi gelmiyor.
Olmaz gibi gelmiyor cümlesi bile şüpheli aslında şüphenin olduğu yerde genelde bilgisizlik, cahillik ve iş görmezlik geliyor. Yani bir kişi o işin yapılıp yapılmayacağına akıl bile yürütemiyorsa o işi nasıl bilebildiğini söyleyebilir?
Öğrenen varlıklar olarak öğrenen yazılmlar yapmamız gerekiyor
Bunun adına ne derseniz deyin. Ben bunun adına yaratmak diyorum. Bu yaratmaya giderken de ilk adımın bir şeyler inşaa etmekden geldiğini parçaları birleştirerek en azından dediğiniz şeyi yapan yazılımlar yapabilmeyi büyük bir çoğunlukla tamamlamak gerekiyor ki yaratma adımına geçebilelim.
Son olarak da zihni hür insanlardan olabilmek gerektiğini de söylemeden geçemeyeceğim. Kısıtlı bir hayatın kısıtlı bir döneminde yaşadığımız bu günlerde en azından bir şeyler oluşturmak bile yaratmaya giden yola adım atmak ile eş değerdir.
Vesselam.
Enes