Bu yazımda arka planda açık olan sesi sizinle de paylaşmak isterim.
Bu arka plan sesiyle yazıyorum ve aslında kimsenin de okumasını merak etmediğim ve düşünmediğim bir düşüceler silsilesinden bahsedeceğim.
Biz önce başlığı sonra içini dolduran insanlarız
Ne demek şimdi bu?
Aslında önce hedef koyup sonra o hedef içinde -süreç içinde yürümeye benzetiyorum bunu. Biz insaların insanlara değil de amaçlara bağlanması yani başlıklara tutunması gerektiğini düşünüyorum. Ki yıkılmasın yoldan ayrılamsın ve düşmesin ve yılmasın ve umutsuzca ölmesin!
Ölmesin ki yaşasın, yaşatsın, mutlu olup, mutlu etsin, var olsun, var etsin ve yol alsın, yol versin. Kaç kişi kaldı şunun şurasında özgürce cümlelerini açıklayabilen? Sormak isterim size kaç kişiyiz burada?
Biz içini doldurduğumuz metne nokta koyamayan insanlarız
Evet boş ilişkiler, boş fikirler ve insanlar işte sözün özü. Hepsine nokta koymak gerektiğini, cümlenin boşuna uzadığı bile bile nokta koyamayız. Koyalım efendim koyalım ki yeni cümlelere yelken açalım. Nokta koyalım ki yeni karalar karışımıza çıksın. Çıksın biz var olalım, var edelim. Özgürlük ruhunu tadalım ve tatdıralım ha nedersiniz?
Biz noktayı koyduktan sonra ölen insanlarız
Nokta koyduya insan bir kere zanneder ki tamamım artık her şeyi yaptım ve içim rahat. Ama hayır! boşunamıydı onca dert ve tasa ve amaç ve kaygı ve zorluk ve sabır ve ter ve göz yaşı cümbüşü?
Noktayı koyunca emekli olup bi köy evinde ölümü bekleyecektik yoksa ölüm kapıya gelen kadar yeni yeni noktalar mı koyacaktık. Sahi, neydi hayatın amacı?
Biz öldükten sonra fayda sağlamayan insanlarız
Kaç kişiyiz öldükten sonra fayda sağlayan arkasında çalışan bir sistem, bir düşünce, bir devrim ya da bir bekleyiş bırakan? Keşke ölmeseydi diyecek kaç kişi var ailemiz dışında? Ölümünde 3–4 yıl geçtikten sonra ha sormak isterim?
Saat gecenin 1'i ve ben ölümden sonra arkamda bırakacağım sistemlerin kendin kendine yetebilecek, yenebilecek, savaşabilecek, üretebilecek, ve kendince bir dava yaratıp o davasını savunabilecek bir sistemi yapmanın hayalini düşünüyorum.
Sende düşün!
Biz fayda sağlamayan ve yaşayan insalarız
Ölen bir kişiyle bir farkımız yok bizim yaşarken bu hayatı hemde. Nasıl olur benim varlığım bile faydalıdır bu dünyaya diye sorduktan sonra kendine, bir düşün ne yaptığını bugüne kadar ve bir düşün sadece bir düşün!
Düşün ve gör ve yaşa ve düşün ve gör ve yaşa!
Yaşım 24 olacak ve ben geç kalmışlığın verdiği telaşla her güzel şeyi arkada bırakarak yardırmaktan başka bir seçeneği olmadığı düşünerek ve görerek fedakarlık yaptığım bu yaşlarımda. Kendimce bir 15 yıl kadar daha yardırmaktan başka hiç bir şey yapmayacağımın notunu buraya düşmek isterim.
Başlığı koydum sadece ve hiç bir şey yazmadım belki o başlık hakkında. Bir şeyleri merakla denerken gebermek, bir köşk içinde istemediğin bir işte padişah olmaktan daha iyi olduğunu bir anlatabilsem zaten…